IATA’dan Dijital Pasaport Uygulaması
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), yolcuların uçuşlara hızlı kabulü için bir aplikasyon üzerinde çalışıyor. IATA, dijital pasaport olarak da bilinen “Travel Pass” isimli uygulamanın geliştirmesinde son aşamaya gelindiğini duyurdu. [1]
IATA, 2021’in ilk çeyreğinde Apple markalı cihazlara ve Nisan ayından itibaren Android platformuna gelmesi planlanan uygulamanın önce British Airways uçuşlarında test edileceğini söyledi. Bu uygulama, yolcuların COVID-19 durumlarını bağlı dijital sağlık pasaportları yoluyla havayolu şirketlerine gösterebilmelerini sağlayacak. Ancak bu konuda kişisel hakların ihlal edilebileceğine inanan da çok önemli bir kesim bulunuyor.
Daha önceki ABD-İtalya Arası Güvenli Seyahat Köprüsü haberinde belirttiğimiz üzere IATA yakın dönemde 2020 için net zarar tahmini 84.3 milyar dolardan 118.5 milyar dolara, 2021 için ise net zarar tahminini 15.8 milyar dolardan 38.7 milyar dolara yükseltmişti.
IATA Dijital Pasaport İçin Çalışıyor
Resmi adı Travel Pass olan ve havayollarına yolcunun COVID-19 durumu ile aşılar hazır olduğunda yolcunun aşı olup olmadığına dair bilgi sağlayacak olan uygulamaya havacılık endüstrisi oldukça umutlu bakıyor. Uygulama yolculara seyahate çıkmadan önce hangi testleri yaptırmaları gerektiği, hangi aşılara ulaşabilecekleri ve korunmak için hangi önlemleri almaları gerektiği konusunda bilgi verecek.
Bu uygulama yolcuların yaptırdığı testleri ve aşıları doğrulanabilir, güvenli ve kişisel mahremiyetlerini koruyan bir şekilde havayolları ve diğer ilgili taraflarla paylaşma imkanı vermeyi amaçlıyor.
IATA CEO’su Alexandre de Juniac “Test, karantina önlemleri olmadan uluslararası seyahatleri mümkün kılmanın ilk anahtarıdır. İkinci anahtar ise yolcu kimlikleriyle eşleşen test verilerini güvenli bir şekilde yönetmek, paylaşmak ve doğrulamak için gereken küresel bilgi altyapısıdır” şeklinde konuştu.
Travel Pass uygulaması hükümetler ve yolcular için ücretsiz, havayolları için ise yolcu başına belirlenecek bir ücret karşılığında ücretli olacak. Dijital belgeleri doğrulamak için ise uzun süredir kullanılan mevcut IATA Timatic altyapısına dayanacak.
IATA’nın şu aşamada bir ülke hükümeti ile yazılımı kullanma konusunda olumlu ilerlemeler kaydettiği ve yakın zamanda farklı ülkelerin de programa dahil olmasını beklediği belirtiliyor. Ancak maske zorunluluğunun dahi bir sivil özgürlük sorunu olarak görülebildiği bir ortamda için bu tip bir aplikasyonun yaygınlaşmasına dair önemli bir direnç oluşabileceği belirtiliyor.
Uygulama Açık Kaynak Tabanlı Olacak
IATA Travel Pass, uçtan uca bir çözüm için 4 adet open source (açık kaynaklı) ve birlikte çalışabilir modül içeriyor:
- Küresel sağlık gereksinimleri kaydı: Yolcuların seyahatler, testler ve nihayetinde yolculukları için aşı gereksinimleri hakkında doğru bilgileri bulmalarını sağlar.
- Test / aşılama merkezlerinin küresel kaydı: Yolcuların kalkış noktalarında, varış yerlerinin test ve aşılama gereksinimlerine yönelik standartları karşılayan test merkezleri ve laboratuvarları bulmalarına olanak tanır.
- Laboratuvar Uygulaması: Yetkili laboratuvarların ve test merkezlerinin test ve aşı sertifikalarını yolcularla güvenli bir şekilde paylaşmasını sağlar.
- Temassız Seyahat Uygulaması: Yolcuların bir “dijital pasaport” oluşturmasına, test ve aşı sertifikalarını almalarına ve bu sertifikalarını havayolları ve yetkililerle paylaşmasına olanak tanır.
Uygulamanın Blockchain teknolojisini kullanacağı ve verilerin bir merkezde depolanmayacağı öngörülüyor. IATA, platformun üye havayollarının kendi müşteri uygulamaları da dahil olmak üzere mevcut sistemlerle birlikte çalışabilir olması için açık kaynak standartları üzerine inşa edildiğini söylüyor. Yolcular, durumlarını sınır yetkilileriyle platform üzerinden paylaşabilecek veya onlara uygulama tarafından üretilen bir QR kodu sunabilecek.
Veriler 4 Farklı Noktayla Paylaşılacak
Dijital pasaport bir yolcunun test ve aşı bilgilerini içerip bunların hükümetler, havayolları, laboratuvarlar ve yolcular arasındaki senkronizasyonunu sağlayacak. Ancak gizlilik hakkı savunucuları bu gelişmeye kuşkuyla yaklaşıyorlar. 4 farklı nokta arasında çok özel bilgilerin paylaşılıyor olması kişisel mahremiyet savunucuları için biraz fazla.
Mikro-Hedefleme, Sosyal Medya ve Kitlesel Hedefleme gibi alanlarda kişisel verilerin korunması yönünde kampanyalar yürüten Privacy International‘a göre “Dijital pasaport içerisinde hangi bilgilerin tutulacağı şu anda bilinmiyor ve bu tip bir yaklaşımın önemli sosyal riskleri olabilir”.
PI, özellikle bu pasaportlardaki verilerin insanların işverenleri ile paylaşılması durumunda ayrımcılık ve dışlanma gibi durumlar oluşabileceğini ve Immunity Passport (Bağışıklık Pasaportu) olarak da bilinen bu tip uygulamaların COVID-19’dan sonra da insanların dijital ayak izini takip etmekte kullanılmaması için bu yöndeki adımların çok dikkatli atılması gerektiği belirtiyor. [2]
Yine de, tıpkı maske kullanımının ilk etapta dirençle karşılaşmasına rağmen şu an uçuşlar ve havalimanlarında standart bir politika haline gelmesi gibi, bu konunun karşılıklı endişelerin giderilmesiyle uçuşlarda standartlaşabileceği düşünülüyor.
Dünyada Benzer Dijital Pasaport Uygulamaları da Test Ediliyor
IATA’nın bu uygulaması henüz geliştirme aşamasında olsa da, World Economic Forum ve Commons Project Foundation tarafından geliştirilen CommonPass uygulaması Londra ve New York arasındaki uçuşlarda hali hazırda test ediliyor.
CommonPass uygulaması laboratuvar sonuçlarına ve aşı kayıtlarına mevcut sağlık veri sistemleri, ulusal veya yerel kayıtlar veya iOS için Apple Health ve Android için CommonHealth kişisel dijital sağlık kayıtları aracılığıyla erişmesine izin vermektedir. Apple’ın Apple Health ve Google’ın CommonHealth altyapıları bireylerin sağlık kayıtlarını tamamen kendi kontrolleri altında güvenli ve özel bir şekilde telefonlarında saklamalarına izin vermekte.
Seyahat güvenlik firması International SOS tarafından geliştirilen AOKpass uygulaması ise Abu Dabi ve Pakistan arasındaki uçuşlarda test edilmekte. Hem CommonPass hem de AOKPass uygulamaları dünyadaki pandemi öncesi en yoğun hatlardan birisi olan Hong Kong-Singapur hattında geçerli uygulama olabilmek için yarışıyor.
Aşı Olmadan Uçmak Mümkün Olmayacak Mı?
Ağustos ayında, Avustralya Başbakanı Scott Morrison, etkinliği kanıtlanmış başarılı bir aşının ülkedeki herkese uygulanmasının “muhtemelen olabileceği kadar zorunlu” hale getirileceğini belirtmişti. Morrison verdiği demeçte, “Aşı konusunda istisnalar tıbbi nedenlerle olabilir, ancak tek kabul edeceğimiz muafiyet bu olacaktır” şeklinde konuşmuştu. [3]
Kasım ayında da Avustralya’nın bayrak taşıyıcısı Qantas’ın CEO’su Alan Joyce, “Aşılar yeterince yaygınlaştığında bunu uçmak için bir ön koşul haline getirebiliriz, eminim ki küresel ölçekte diğer havayollarında da benzer bir eğilim olacaktır. İnsanlardan uçuştan önce aşı yaptırmalarını isteyeceğiz… ülkeye dışardan gelen ziyaretçiler ve uluslarası seyahat eden herkes için bunun bir zorunluluk haline geleceğini düşünüyoruz” şeklinde konuşmuştu.
Kaynaklar
[1] IATA
[2] Privacy International
[3] BBC World News
Comments are closed.